Şu sıralar 30’lu yaşlarını süren ve çocuk sahibi olan anne babaların hep konuştukları ortak bir konu var; Bizler küçükken dışarıda arkadaşlarımızla birlikte zaman geçirir, top oynar, bisiklet sürerdik. Zamanın nasıl geçtiğini bir türlü anlayamazdık. Hatta dışarıdan eve girmek istemediğimiz için Anne ya da babamızdan sağlam bir fırça yerdik ama ertesi ve sonrasındaki günlerde yine kendi bildiğimizi yapardık. O günler eğlenceliydi, o günler neşe doluydu, paylaşmanın ve arkadaş olmanın tadı o günlerde başkaydı…
Yine aynı anne ve babalar kendi çocukları ile ilgili bu konuda bir serzenişe de sahip olabiliyorlar haklı olarak; benim çocuğum sokağa çıkmıyor, benim çocuğum arkadaş edinme konusunda isteksiz, sürekli bizimle birlikte olmak istiyor bu esnada da elinde ya bir cep telefonu, ya bir tablet ya da oyun oynayabileceği başka bir teknolojik cihaz var…
Hatırlar mısınız bizlerin, hani şu şimdilerde 30’lu yaşlarını süren kuşağın çocukluk dönemlerinde sadece birkaç teknolojik cihaz vardı. Bu cihazlara dokunmak, onları kurcalamak ve kullanmak belki pek çoğumuz için anne ve babasından izin alınmasını gerektiren bir anlama sahipti. 36 poz çeken fotoğraf makineleri, besledikçe ekrandaki görüntüsü büyüyen sanal bebekler, hatta evimizin baş köşesine yeni yeni teşrif etmeye başlamış üstü belki de dantel örtüyle örtülü o kocaman bilgisayarlar. Hatırladınız değil mi, hani şu internete bağlanmak için 146’yı aradığımız bilgisayarlar.
Neden uzaktı ya da zordu o günlerde bu imkanlara ulaşmak? Pek çok sebebi olabilir maddi koşullar belki, belki de ihtiyaçlarımızın henüz teknoloji alanına doğru kaymamış olması , belki de bakış açımız, kişisel ya da sosyal alanda dışarıda geçirilebilecek zamanın bizim için değerli olduğunu bilmemiz ve de ülkemize ithal edilen ürünlerle ilgili var olan şartlar…
Son zamanlarda akıllı telefon ya da tabletle tanışmamış bir çocuğun varlığından söz etmek neredeyse mümkün değil gibi görünüyor. Üstelik bu araçlarla tanışma zamanı maalesef ki 2-3 yaşlarına kadar inmiş durumda. Bu da ister istemez anne ve babaları endişelendiriyor.
Peki buna neden olan şey ne? Neden çocuklar artık eskiden olduğu gibi dışarıda oynamak yerine evde tek başına olmayı tercih edip cep telefonu ya da tabletlerle zaman geçiriyor? Bunun bizlerin kontrol edebileceği ve edemeyeceği pek çok nedeni olabilir. Daha çok kontrol edebileceğimiz nedenler üzerinde durmak istiyorum. Birincisi evde akıllı telefon ya da tabletle zaman geçiren bir Anne ve Babanın varlığı diyebiliriz belki, buna ek olarak bazen yetişkinlerin olduğu ortamda çocuğun bir nebze “oyalanabilmesi, uslu durması” için ebeveynlerden birinin akıllı telefonunu çocuğa vermesi, akıllı telefonlarının ve içindeki oyunların artık çocuklar arasında maalesef ki bir sosyalleşme aracı haline gelmesi, okulda bir araya gelen çocukların çoğu kere bu konu üzerine dialog kuruyor olması, arkadaşlarından birinin bu cihazlara rahatlıkla erişim sağladığını gören bir çocuğun neden benim yok demesinin ardından belki çevresiyle bu konuda rekabete girmesi, ardından Anne ve Babanın istemeden de olsa buna araç olması…Bunun dışında burada yazmakla bitiremeyeceğimiz pek çok farklı neden de bu alışkanlığın oluşmasında katkı sağlıyor olabilir.
Peki bu alışkanlık ya da bağımlılık durumu çocuklarımızı nasıl etkiliyor?
Akıllı telefonların yaydığı manyetik dalgaların olumsuz etkilerine maruz kalınması durumu ortaya çıkıyor,
Odaklanma ve dikkat problemleri ortaya çıkıyor: çocuk sanal dünyada o kadar renkli ve çeşitli uyarıcılarla etkileşim haline geçiyor ki gerçek dünya zamanla ona tekdüze gelmeye başlıyor ve ilgisini kaybedebiliyor. Derslerinden uzaklaşıyor,
Gerçeği değerlendirme ve muhakeme yapma gücünün zayıflamasına sebep oluyor,
Bağımlı durumdaki bir çocuğa bu konuda kısıtlamalar getirildiğinde Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin bozulmasının zemini oluşuyor,
Sanal dünyada var olan oyunlardaki zorbalık unsurlarının gerçek dünyaya taşınması riski söz konusu oluyor, çocuk arkadaşlarına karşı kaba bir tutum taşımaya başlıyor,
Arkadaş çevresinden ve sosyal ortamlarından uzaklaşılmasına neden oluyor,
Sorumlulukların yerine getirilmesinin önünde engel oluyor,
Uykusuzluk, baş ağrısı, görme kusurlarına sebep oluyor, düzenli beslenmenin önüne geçiyor, sürekli aynı pozisyonda bir etkinlik yapmak zamanla kas ve iskelet sistemini de olumsuz etkiliyor,
Internet’in ve akıllı telefonların sınavlarda kopya aracı olarak kullanılma olasılığı ortaya çıkıyor,
Internet ortamı sadece çocukların olduğu bir ortam değildir, art niyet taşıyan yetişkinlerde bu ortamdadır dolayısıyla bu kimselerin çocuklarla iletişime geçme olasılığı artıyor.
Neler yapılabilir?
Çocuklara elbette baskı ve tehdit ile yaklaşılması işe yaramayacaktır. Onların günlük hayatta kendi yaşına uygun sorumluluklar almasına destek olmalısınız, sorumluluklarını yerine getirdikçe başarılarını övmeniz onlara iyi gelecektir. Mutlaka bir program dahilinde sizin izin verdiğiniz sürede ve sizin izin verdiğiniz oyunları oynayabileceklerini onlara iyi anlatmalısınız, ebeveyn filtrelemesinin kullanılması yararlı olacaktır. Interneti sürekli açık bırakmamanızı, zaman zaman şifrenizi değiştirmenizi tavsiye edebilirim. Bu tip konularda karar verici mekanizmanın sizler olduğunu mutlak surette anlamaları gerekmektedir. Ama tüm bunlardan önemlisi çocuğunuza zaman ayırmanız, ayırdığınız zamanı nasıl geçireceğiniz hakkında bir fikre sahip olmanızdır. Olumlu rol model olan Anne ve Babalar şüphesiz ki çocuklarının Bedensel ve Psikolojik gelişimine en doğru ve gerekli katkıyı sağlayacaktır.
Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırdığı inkar edilemez fakat az evvel bahsettiğim sorunlara da neden olduğu aşikar. Burada biraz da bizlerin teknolojiyi nasıl kullandığı sorusu ortaya çıkıyor ne dersiniz?
Sağlıklı günler dilerim…